Kör Balta

Biri yirmili yaşlarında diğeri atmışlı yaşlarında iki kişi çok önemli bir iddia için yarışmaya koyulurlar. Sabahtan akşama kadar en çok ağaç kesen yarışı kazanacaktır ve yarışı kazanmak her ikisi için de çok önemlidir.

Genç sabah 6da başlar ağaçları kesmeye. Kahvaltı bile yapmaz. İhtiyar sabah kalkar, kahvaltısını yapar yarım saatte, çayını içer. Sonra başlar kesmeye. Öğlen olur delikanlı öğle yemeği de yemez. İhtiyar 4 saat kadar çalıştıktan sonra durur yarım saat kadar ara verir. Sefertasını çıkarır. Yemeğini yer. Birazcık da dinlenir sonrasında.

Genç öğleden sonra da kesmeye devam eder dinlenmeden. Gençtir o yorulmaz nasıl olsa:) Keser keser keser. İhtiyar öğleden sonra yeniden başlar kesmeye. 3-4 saat daha keser. Yaşlıdır yorulmuştur. Normalde zamanı olmasına rağmen yorulmuşluğun da etkisiyle 1 saat kadar daha zamanı olmasına rağmen kesmeye devam edemez. Genç hala kesmeye devam etmektedir. Son dakikasına kadar da devam eder.

Odunların karşılaştırılmasına gelmiştir sıra. Gencin kazanacağından hiç kuşkusu yoktur ama sonuçlar açıklandığında büyük bir hüsran olur genç için. Kaybetmiştir. Sabahtan son dakikaya kadar kesmesine rağmen daha az kesmiştir. Kabul edemez yenilgiyi bağırmaya çağırmaya başlar. İnsanlar sakinleştirir onu. Daha sonrasında sakinleşince ihtiyara durumu anlatır. Kahvaltı yaptın, dinlendin, geç başladın, erken bitirdin, üstüne üstlük de ihtiyarsın nasıl oldu bu der.

İhtiyar gencin gözlerine bakıp tek cümle kurar: Sen durmadan düşünmeden keserken ben arada bir baltayı biliyordum.

Hayatın kısa özeti bence bu hikaye. Hayatta hırslarla yoğrulmuş bir şekilde zorlukların dar ve karanlık yollarından geçerken arada bir durup hiçbirşey yapmadan düşünmek baltayı bilmek lazım!

Kıssadan Hisse kategorisine gönderildi | Yorum bırakın

e-Ticarete Giriş Rehberi

e-ticaret yapmaya karar verdiniz ve kaba hatlarıyla nasıl bir işe girişiyor olduğunuzu elimden geldiğince göstererek yolunuzu aydınlatmaya çalışacağım. Bu yazımı sizden gelecek geri bildirimlerle beslemeyi ve devamlı güncellemeyi daha sonrasında da tüm bilgileri bir kitapta toplamayı düşünüyorum. Ben de bu işle ilgili bir merci değil kendini bu işte geliştirmeyi düşünen ve devamlı araştırıp bulduğum sonuçları bir yerde toplama düşüncesinde olan biriyim. Yazdıklarım bu işin kesin doğruları olmamakla birlikte naçizane görüşlerimdir. (e-ticaretle ilgili birçok atıp tutan kişi olmaya başlamışken bu işin zaten kesin doğruları diye bir şey olduğunu da düşünmüyorum.) İşin ilginç ve yeni farketmiş olduğum yanı da şudur ki rutin olarak yapıldığı halde farkına varılamamış olan birçok şeyin yazarken farkına varılıp farklı algılamalar ve düşünceler içerisine giriliyor olması. Yani yazarken insan bir yandan da öğreniyor aslında ve öğrendiğinde de yazmış ve bitirmiş oluyor. Kendisi için yazıyor başkası için değil. Peki neden bu yazılmış şeyi başkalarıyla paylaşmasın? 1 kişi bile ufacık bir yerinden faydalansa kazanım kazanımdır.

Bu arada şunu da belirtmekte fayda vardır ki yazı hayatın özünden geldiğinden dolayı bazı noktaları kan, şiddet, aşk, ihtiras ve entrika içerebilir.

e-ticaret yapacaksınız ama ne satmayı planlıyorsunuz? Niş bir alana mı yönleneceksiniz. Örneğin biz sadece klima satarız mı diyorsunuz yoksa herşeyi satarız. Onu da satarız bunu da satarız şunu da satarız mı diyorsunuz bunun kararını vermek lazım. Burada belirteceğim nokta sizi pek üzmez umarım ama onu da bunu da şunu da satacaksanız geçmiş olsun ki bu işin zamanı geçti. Onu da bunu da şunu da satan pazarda birçok dev firma mevcut. Bunları sistematik oturmuş, para gani. Burada öncelikle şunun yanıtını vermek lazım: Müşteri neden onlardan değil de sizden satın alsın?

1-Daha mı uygun fiyatlarla satışını yapıyorsunuz? Ki bu firmalar yüklü adetlerde sipariş veriyor ve çok alıcıya ulaşıyorken ve birim maliyetleri mümkün olduğunca dip seviyelere çekmişken eğer böyle bir iddianız varsa yolunuz açık olsun.

2-Sizin ürününüz daha mı kaliteli veya kullanışlı? Örneğin klima sattığınızı farzedelim. Klima fabrikası size özel daha kaliteli klima mı üretiyor?

3-Sektördeki devlerden daha mı iyi müşteri hizmetleri ve satış sonrası hizmet desteği sunuyorsunuz.

4-Sektördeki  dev firmalardan daha mı güvenilirsiniz? Peki bunu kim biliyor?

Neyse daha birçok şey sayabiliriz ama burayı keselim. Onu da bunu da şunu da değil de tek kategoride ürün satmaya karar verdiğinizi düşünelim. İlk ve en basit aşamayı geçtiniz. Tebrikler!

Klima satmaya karar verdiniz örneğin. Klimayla ilgili Pazar araştırmasını yaptınız mı?

1-Klimayı kimler alır?

2-Klima hangi dönemlerde satılır. Örneğin seçtiğiniz ürün sadece yazın satılan bir ürünse kışın site öyle boş boş bekleyecek mi?

3-Klima en uygun şekilde nerelerden tedarik edilir?

4-Klima tüm Türkiye’ye gönderilir mi. Peki gönderdiniz bunun montajını alıcı mı yapar?

5-Yılda ne kadar klima satılır? Dönemsel olarak dağılımı nasıl olur? Gibi gibi gibi…

Bunu da yaptınız bir aşamayı daha hallettiniz artık ne satacağınızı ve nereden tedarik edeceğinizi biliyorsunuz.

Madem e-ticaret yapacaksınız bir e-ticaret siteniz olmalıJ

En kral e-ticaret sitesini yaptırsanız dahi insanların size güvenip sitenizden alışveriş yapmasını sağlamak çooook zor iştir bu bakımdan site yaptırmadan önce sahibinden.com veya gittigidiyor.com sitelerinde mağaza açın. Bir süre kendinizi test edin. O arada araştırıp birşeyler öğtrenin. Bunun için de en iyi kaynak friendfeed.com. Burada normalde gidip görüşemeyeceğiniz sektördeki çok sağlam adamlardan çok sağlam bilgileri ücretsiz olarak alma şansınız olur. Onları takip edin. Yazdıklarını dikkatlice okuyun. Piyasada birçok ilan sitesi var açıkça söylemek gerekirse hiçbirinin hemen hemen hiçbir faydasını görmedik. Zaten ziyaretçi sayıları az biz ilanı koyacağız o kadar uğraşıp peki orada bizim ilanı kimse görmedikten sonra ne anlamı var oraya koymanın. Asıl mühim olan her yerde olmak mı yoksa sadece bize getirisi olan yerlerde yer almak mı? Çünkü bu işler çok zaman isteyen çok meşeggatli işler.

Neyse şimdilik bir masraftan daha kıstınız kendi sitenizi açmayı biraz ötelediniz. Aracı kurumlardan satış yapıyorsunuz. Peki sattığınız ürünleri alıcılara nasıl ulaştıracaksınız? Evvet kargoyala. Haliyle şimdi bir kargo firmasıyla anlaşmanız gerekiyor. Kargo firması gelecek size ne kadar gönderi yapmayı planladığınızı soracak ve gönderinizin yoğunluğuna göre bir fiyatlandırma yapacak. Az gönderiyorsanız daha pahalıya göndereceksiniz. Daha baştan 1-0, 2-0 kaç-0 oldu sayan var mı?

Sizin kargo yetkilisine yanıtınız şu olacak. Daha yeni başlıyoruz ama çok talep var herkes bizden alacak. Çok göndereceğiz diyeceksiniz o heyecanınızla. Onun bakışlarında ise B.K göndereceksiniz. Neymiş çok göndereceklermiş. Kamyon kamyon gönderileri olacakmış. Beni de buraya kadar yordun. Neyse çay içtik en azından gibi bir ifade yer alacak ve hafiften bir gülümseme belirecekJ

Şimdi en zor kısımlardan birine geldiniz. Hatta asıl başlangıç noktası diyebiliriz.

Kural1 – e-ticaret kesinlikle kurumsal olmayan firmalarla yapılacak kadar basit bir iş değildir.

1-Bir yazılım firmasına bir e-ticaret yazılımı yaptırsanız yazılım minimum 20.000 USD’yi geçecektir yazılım tamamlanana kadar. Ki e-ticaret yazılımında zaten tamamlanma gibi bir kavram olmaz çünkü asla tamamlanmaz. Tamamlandı diye düşündüğünüz zaman aslında düşmeye başladığınız zamanın ilk anlarıdır. (Şiir gibi oldu. Çok sevdim bu cümleyi.)

2-Dayınızın oğlu veya bir arkadaşınız yazılım mühendisidir heyecanlıdır veya bir arkadaşınızın bir arkadaşı vardır ben çok ucuza yazarım derJYazar da nasıl yazar? Hiçbir yeri düzgün çalışmaz her yeri hata verir. 1 olur 2 olur 50 olur 100 olur. Gitmekten bunalmışsınız. İşinizden kalırsınız daha doğrusu iş yapamaz olursunuz. Gittiğinizde bir de artık para istemeye başlar. Yazılımcı arkadaş da o heyecanla yazarım demiştir ve nasıl yanlış bir topa kafaya çıktığının heyecanın geçtikten sonra farkına varmıştır. Bu işten yırtmaktan başka kurtuluşunun olmadığının farkına varmıştır ve bunu nasıl yapacağını bilmiyordur ve çıkmaza girmiştir. Geceleri oturup ürün ekleyip özelliklerini düzenlemiş siteyi yapılandırmışsınızdır ama tüm çalışmaların gideceği yer kaçınılmaz olup ÇÖPLÜK’tür. Bunun farkına vardığınızda artık iş işten geçmiş kaçınılmaz sona yaklaşmışsınızdır ve yazılımcı arkadaşın yanına son defa gidersiniz ama bunda amacınız yazılımın bir yerini güncelleştirmek değil (ki zaten artık bundan ümidi kesmişsinizdir.) fiziksel açıdan vereceğiniz zahiyatla birlikte bünyeye bahar yağmurlarının vermiş olduğu ferahlığı sunmaktır.

3-Bunun altından kalkabilecek kadar KUVVETLİYSENİZ zaten bu yazının hiçbir yerini okumanıza gerek olmadığını belirteyim öncelikleJ Kendi firma bünyesinde bir yazılım ekibi oluşturabilirsiniz. Bir e-ticaret yazılımını devamlı güncelleyerek yaklaşık 2 yıl içinde sorunları giderilmiş güncellenebilir kıvama getirmeniz gerekecektir. Bir yazılım mühendisini bu işe istihdam ettiğinizi düşünün. Yazdırdınız yardırdınız yazdırdınız. Arada biraz zaman geçti yazılım kıvama gelmeye başladı. Yazılımcı arkadaşa bu arada maaşını tıkır tırık ödediniz. Yazılım mühendisi adamı kalkıp da öyle çok düşük maaşlarla çalıştıramazsınız. Bir kişi bile olsa bu da yine ciddi bir maliyettir. Gün geldi patron ben gidiyorum dei ne yapabileceksiniz? Azıcık daha yaz öyle git mi diyeceksiniz? Bundan sonra isterseniz danışmanlık şeklinde bir çalışmamız olabilir yine yazılımı güncellersin şeklinde bir anlaşma yapılabilir ki bu durumda yukarıdaki madde2de yer alan sorunlarla karşılaşılabilir. Ya da yazılımcı arkadaş ben neden maaşa talim edeyim yaptığım yazılımı neden bir yere satayım birçok firma ile görüşürüm hepsine satarım diyerek ayrıldı. Yazılımın da bir kopyasını alarak madde2’ye geçiş yaptı ve siz de artık onun müşterilerinden sadece biri oldunuz. Onun işi de bu durumda artık çok zor. Şanslıysanız ayakta kalır ve gül gibi birlikte yazılımınızı geliştirir ve açık denizlere doğru yelkenin o önünde siz arkasında yer alırsınız. Yelkeni nereye çevirirse yelken oraya gider.

4-Ya da bu işin şu ana kadar saydığım maddelerdeki en doğru yolunu takip eder ve bu maddeden yola çıkarsınız. Sektör giderek büyümekte ve ihtiyaçlar doğrultusunda şekillenmekte. Piyasada madem e-ticaret yazılım yaptırmak bu kadar zor ve maliyetli bir iş biz yazılım yapıp aynı yazılımı 1.000 üzerinde firmaya satarsak masrafları minimuma indirgemiş oluruz düşüncesiyle sektörde yer alan on civarında kurumsal e-ticaret paket yazılımı firması mevcut. Zaten hesap çok basit. Firmada örneğin tüm departmanlarda toplam 50 kişi çalışıyor. Örnek olması bakımından söylüyorum toplam aylık çalışanlara 90.000 TL maaş veriliyor. Yıllık 1.080.000 TL yapar. (birtrilyonseksenmilyarTL) e-ticaret paketi yazılmış ve 1.500 firma kullanıyor. Ortalama paket fiyatı yıllık 1.000 TL olduğunu düşündüğümüzde 1.500.000(birtrilyonbeşyüzmilyarTL) arada kalan kısım da teknolojiye ve gelişime yatırılıyor altyapı devamlı yenileniyor. E-ticaret paket kullanıcı sayısı arttıkça birim maliyetler daha da diplere iniyor ve paket fiyatları ucuzluyor. Son zamanlarda çok revaçta olan grup alışveriş sitelerinde yer alan mantıktan hiçbir farkı yok aslında paket kullanıcı sayısı ne kadar artarsa satış fiyatı da bu kadar aşağılara iniyor. Firmalar büyüyor, her geçen gün sundukları hizmetin kalitesi artıyor. Sorunlarınıza daha erken ve daha iyi çözümler alabilme imkanınız da arıyor. Siz büyüyorsunuz, onlar büyüyor, biz büyüyoruz. Hepimiz aynı gemideyiz aslında. Bu bakımdan e-ticaret dayımın oğluyla ya da arkadaşımın arkadaşıyla yapılacak bir işi DE-ĞİL-DİR!

Buradaki bilgimizi de sunduktan sonra sıra geldi en zor seçime. E-ticaret paketi yazan 10 kurumsal firma var. Hangisini neden seçmeliyim?

Burada dikkat edilecek en önemli noktalar:

1-Paketi toplam kaç firma kullanıyor?

2-Fiyatı ne kadar?

3-Hangi imkanları sağlıyor? Ne kadar bandwith veriyor?

4-Referansları hangi siteler? Siteleri inceleyin.

5-Hatta referanslara bakıp 8-10 tanesini arayın. Kullandığını paketten memnun musunuz diye. İçinde kesinlikle ilgilenmeden sizi sallayan kişiler de olacaktır ama genelde ilgilenecek birkaç dakikasını arayıp yardımcı olmaya çalışacaklardır. Ki genelde zaten karşınıza telefon açtığınızda direk girişimin sahibi çıkacaktır. Bu işe gönül vermiş bu yolda ilerlemektedir bilgisayar başında oturmaktan sıkılmıştır zaten. Gariban bir iş yapmakta masrafları mümkün olduğunca kısmak için telefon başına bile kimseyi koymayıp kendi bakmaktadır. Zaten telefon açan da çok reklam yapamadığından dolayı bayağı azdır. Birebir olarak girişim sahiplerinden aldığınız yanıtı asla kimseden alamazsınız.

6-Demo talebinde bulunun ve demoları inceleyip karşılaştırın. Kontrol panelinde istediğiniz neleri yapabiliyorsunuz veya yapamıyorsunuz onlara bakın ki aslında bunlara bakmanızın da pek anlamı yok çünkü belli bir eşik değeri aşıldı ve çok istisnai olan şeyler dışında hemen hemen her şeyi yapıp sitenizi yapılandırabiliyorsunuz. Bu seçim kısmında 4-5 ay kontrol panellerinin hemen hepsini tek tek test etmiştimJ

Kullanacağınız pakete de karar verdiniz görüştünüz ve sitenizi açtırdınız. TEBRİKLER!

Şimdi geldi sıra siteyi yapılandırmaya. Elinizden geldiğince iyi bir tasarım yaptırmak lazım ama devamlı da bunu güncellemek lazım. Nasıl olacak bu iş? Birine yaptırsanız lazım olduğunda onu nereden bulacaksınız? Firmada istihdam etseniz bu defa da zaten kuş kadar parayla e-ticarete giriyorsunuz, giderleri iyice indirmeniz lazım nasıl olacak bu iş? Burada da devreye arkadaşınızın bir arkadaşı girmek umarımJ Kendiniz biraz uğraşın zaten herşey açık seçik. Belki çok değişik bir şey yapamayacaksınız ama standart hale kendiniz rahatlıkla getirebilirsiniz. Paranız olunca da e-ticaret paket sağlayıcı firmanızı arayın konuyu aktarın. Uygun fiyatlarla size yardımcı olacaklardır.

Bu da tamam siteden kredi kartıyla alışveriş yapılması için en azından bir bankadan sanal POS almanız gerekiyor. Bankaya gideceksiniz çok satış yapacağız. Süper olacağız diyeceksiniz banka POS görevlisine. O da biraz önce kargo yetkilisinin baktığı gibi bakacak suratınıza. Şahıs şirketiyseniz zaten POS alma ihtimaliniz bir dünya devi olma ihtimalinizden daha az. Limited şirket iseniz banka inceleyecek bir haftaya kadar size yanıt verecektir. Gelen yanıtın olumlu olduğunu düşünelim banka 12 ay için komisyon oranı %12-%13 civarlarında iken sektördeki dev firmalar nasıl oluyor da peşin fiyatına 12 taksit yapabiliyorlar. Haydi buyrun cenaze namazına!

Bu bakımdan bazen bazı durumlarda aracı kurumlar üzerinden satışlarınızı yapmanızda fayda olacaktır. Oturun aracı kurumların komisyon oranlarını inceleyin.

Site süper oldu. Ürünler çok iyi. Tasarım çok güzel, fiyatlar mükemmel. Neye yarar kime ne?

İnsanların haberi olmadıktan sonra tüm müthişliklerin burada toplanmasının ne anlamı var ki? Şimdi de sıra geldi reklam vermeye ve insanları bilgilendirmeye. Bu ayrı bir dert ve ayrı bir maliyet.

Reklam için ayrılmış azıcık bir bütçeniz vardır o da hemen biter. Kimseye ulaşamazsınız. Bu reklam konusunda daha iyi fikirleri olanlar varsa aktarsınlar güncellemede eklerim.

Valla karnım acıktı. 3 saattir yazıyormuşum. Yazmak insanın karın kaslarını yoruyorJ

Hepinize bol ve hayırlı satışlar dilerim. Selametle…

e-Ticaret kategorisine gönderildi | ile etiketlendi | 3 yorum

Şahıs Şirketi mi Limited Şirket mi?

Şirket kurmaya karar verdiniz ve ana hatlarıyla nasıl bir işe girişiyor olduğunuzu kaba hatlarıyla elimden geldiğince göstererek yolunuzu aydınlatmaya çalışacağım.

Bu aşamada daha basit anlamda düşünerek bir şahıs işletmesi kurabilirsiniz ki kuruluş maliyeti de işlemleri de kolaydır ve 1 gün içerisinde şirket kurulumunu tamamlamış olursunuz.

Burada karşılaşacağınız sorun şahış şirketi mi yoksa limited şirket mi kurmanın daha iyi ve daha avantajlı bir durum olacağıdır. Bunu da şöyle özetlemeye çalışalım:

Şahıs Şirketinin Limited Şirkete Göre Avantajları:

1-Sadece 1 gün içerisinde kurulum tamamlanır ve fatura kesebilir duruma gelebilirsiniz.

2-Kurulum çok daha az harcama yapılarak gerçekleştirilebilmektedir. Takribi olarak kurulum için 200 TL-300 TL verdiğinizde hallolacaktır. Limited şirkette ise bu tutar 3.000 TL üzerindedir.

3-İlerde baktınız tutmadı şirket faaliyetlerini sonlandırma işlemleri çok daha kolaydır. Bu durum limited şirket için kolay değildir. 1 yıldan önce kapanmazmış ve uğraşmak gerekirmiş. (Bu kısmı henüz yaşamadım umarım da yaşamam!) Edit.Ltd.Şti.kapatmak isterseniz ayvayı yediniz!

4-Bir kişi kurabilir ve dolayısıyla bir Bağ-kur ödemeniz yeterli olacaktır. Bağ-kur’un minimum primi 18.11.2010 itibariyle 240 TL civarlarında (Edit.23.02.2012-315 TL*2=630 TL) Limited şirket ise minimum 2 ortak ile kurulabilmektedir ve 2 ortak olduğundan 2 sigorta primi ödemek gerekmektedir.

5-Düşük tutarlardaki cirolarda şahıs şirketinin ödediği vergi limited şirkete göre daha azdır. Bunu sadece kabataslak bir bilgi olarak sunuyorum. Bilginiz olsun. Yüksek cirolara ulaşıldığında ise vergi bakımından şahıs şirketi daha dezavantajlı hale geçiyor.

7.000 YTL’ye kadar %15
7.001-18.000 YTL arası %20
18.001-40.000 YTL arası %27
40.000 YTL’nin üzeri %35

Limite şirkette ise bu oran sabit ve %20

Yani devletim eğer imkansızlıklarla boğuşarak bir iş yapacaksan şahıs şirketi kur işini götür diyor. Oldu ki işin büyüdü, ciron büyüdü o zaman şahıs şirketi senin için değil. İstersen devam et ama o zaman çok daha fazla vergi alırım diyor.

6-Muhasebe kayıtları 100 TL civarında tutulmaktadır. Bu fiyat limited şirkette ise kesilecek olan faturaya göre değişkenlik göstermekle birlikte 250 TL civarındadır.

7- Şahıs şirketinde adımıza olan kredi kartı ile işlem yapabiliriz ama limited şirkette adımıza olan kredi kartı kullanılmaz. (Ben şirket ortağı olarak kullanıyorum. Daha detaylı bir bilgisi olan varsa lütfen bilgi paylaşsın yazıyı güncelleyelim.)

Şahıs Şirketinin Limited Şirkete Göre Dezavantajları:

1-Kurulumu ve kapatması kolay olduğundan dolayı bankalar tarafından eğer çok eski bir geçmişe sahip değilse pek ciddiye alınıp adam yerine konmaz hatta sanal POS alması çok zor olur. İlerleyen günlerde Paypal’un Türkiye ofisinin açılması ve faaliyetlerinin başlamasıyla bu durumun gidişatı nasıl olur bilinmez. Oldu ki sanal POS aldınız slipte adınız soyadınız olur. Alıcı örneğin enguzelhediyelerburada.com gibi bir siteden alışveriş yapmış olsun. Kredi kartı ekstresinde adınız soyadınız olur. Müşteri de ondan sonra kara kara düşünür bu kim ya ekstremde ne geziyor diyeJ

2-Limited şirket olması şahıs şirketine göre prestij olarak çok daha fazla avantaj sağlamaktadır.

3-Hesapların limited şirketlerde çok daha düzgün bir şekilde tutulması gerekir. Gerektiğinde vergi dairesi çok daha detaylı kayıtlar isteyebilirler.

4-İşler iyi gitti ve şirket giderek büyüyor. Kalkıp da bildiğim kadarıyla şahıs şirketini upgrade edip limited şirket yapayım diyemezsiniz. Eski şirket kapanır yeni limited şirket kurularak yola devam edilir. Bu bakımdan burası da en önemli noktalardan biridir.

5-Şirketle ilgili olarak kurumsal bir yapı planlanıyorsa bu iş şahıs şirketiyle falan olmaz. (Olur da çok da zor olur.)

6-Kosgeb, ihracatçılar birliği gibi bazı birimlerin işletmeler için olan desteklerinin bazılarından şahıs şirketleri faydalanamazlar.

Herhangi bir şekilde olumsuz bir düşünceyi ortaya koyup kimseyi düşüncesinden alıkoymak istemem ama şunların da bu şirket kurma işine girmeden önce farkında olmak lazım. Bu bakımdan:

1-Her ay muhasebeye para ödeyeceksiniz (250 TL)

2-Her ay Bağkur’a para ödeyeceksiniz (315 TL*2=630 TL)

3-Her ay çalışanların sigortasını ödeyeceksiniz

4-İşi tuttumak için reklama para ödeyeceksiniz

5-Fatura vb. bastırıp bunlara para ödeyeceksiniz

6-Her ay kira ödeyeceksiniz

7-Her ay kira ödemenizin yanında bir de stopaj vergisi ödeyecesiniz

8-Her ay KDV ödeyeceksiniz

9-Her ay telefon parası, internet parası, elektrik parası, su parası ödeyeceskiniz

10-Yılda bilmem kaç defa vergi ödeyeceksiniz. Kurumlar vergisi, geçici vergi, geçmeyici vergi…

11-Defter tasdik ücreti için her yıl sonunda ortalama 500 TL ödeyeceksiniz. (2012 itibariyle)

12-Mükellef bildirim listesi diye birşey çıkmış. Yılda bir defa 100 TL. (Hazır yeni ödemişken bunu da yazayım istedim.) Edit: 19.05.2012

13-Bir de üstüne para kazanacaksınız. Allah yolumuzu açık etsin. Selametle…

Umarım yazı birilerinin bir şekilde işine yarar ve yoluna az da olsa ışık tutar. Bu bakımdan burada olan bilgilerle ilgili olarak belirtilmesi gereken bir nokta varsa lütfen yazın belli periyotlarla yazıyı güncelleyelim.

Edit: Kimseyi yanlış bilgilendirmek istemem. Sadece yaşadıklarını blogunda paylaşmak amacında olan bir girişimciyim. Web Sitemiz: http://www.mobilyakeyfi.com/

İş Hayatı kategorisine gönderildi | , , , ile etiketlendi | 120 yorum

e-Ticaret Denetim Altına Alınıyor

İnternetin olgunluk seviyesine erişmeye ve internet üzerinden satış yapan sitelerin de ciroları artmaya başladı. Bununla birlikte şu ana kadar birçok yönden vergi bakımından kontrol altında olmayan noktalardan internet üzerinden yapılan satışlarda kayıt dışının önüne geçiliyor ki bu da güvenilir olmayan sitelerin yavaş yavaş ayıklanması anlamına geliyor ve bununla birlikte internetten satışa olan güven her geçen gün daha da artacak.

Bir defa öncelikle şu noktanın çok iyi bilinmesinde fayda var: İnternet üzerinden yapılmış olan tüm satışlarda yapılmış olan her işlem listeler halinde vergi dairelerinde mevcut. Firmaların tüm fatura kayıtlarını 5 yıl boyunca herhangi bir nedenden dolayı vergi dairesi tarafından istenmesi durumunda ibraz etmesi gerekiyor. Yani bugün bu yazdıklarımdan biri olmasa daha önümüzdeki 5 yıl içinde karşılaşacağınız durumlar.

İnternette yapılan satışlarda para transferi ne şekilde yapılabilir?

1- Aracı Kurumlar Vasıtasıyla Satış Yapıyor Olabilir:

Bununla ilgili olarak birkaç ay öncesinde denetim koordinasyon dairesi başkanlığı tarafından pilot illerde gerçekleştirilen denetlemelerde aracı kurumlardan yapılan satışların listeleri alınarak teker teker satış yapan kullanıcılar çay kahve içmeye davet edildi:) Birçoğunun 100.000 TL üzerinde cirosu varda ama herhangi bir şirketle alakası, faturası vb yoktu. Bunlara şirket kurduruldu, tutanaklar tutuldu. Yavaş yavaş da ilerleyen günlerde tüm Türkiye çapında yapılacak denetlemelerle aracı kurumlardan kar amaçlı olarak satış yapan fatura kesmeyen kullanıcıların yavaş yavaş ayıklanacağını düşünüyorum.

2- Bir Hesap Açtırıp Satış Yapıyor Olabilir:

Hesaplarda belli bir hareketin üzerinde olan filtreye takılmış olan kişiler yine çay kahve içmeye davet edildi. Bu denetlemelerin de her geçen yıl daha da artarak daha da sıkılaştırılarak devam edeceğini düşündüğümüzde bu şekilde yapılacak işlemlerin de önü ilerleyen günlerde tam anlamıyla kesilmiş olacak.

3-e-Ticaret Paketi Kullanıyor Olabilir:

Satış sitesini yaptırmak çok pahalı bir iştir ve ancak çok büyük çapta olan firmaların bu işi kendi bünyesinde bir ekibe yaptırma şansı mevcuttur. e-Ticaret paketi yazıp paketi ortak olarak 1.000 üzerinde firmada kullanılan 10 üzerinde ve onlardan da küçük boyutlarda olan ve her geçen gün artan e-ticaret paketi satışı yapan firmalar mevcut. Şimdiye kadar paket ücretini ödeyen herkes paketini alıp sitesini yapılandırıp kullanıyordu ama artık paket almak için sadece ücretini ödemek yetmeyecek. Ücreti ödedikten sonra imza sirküleri, oda kayıt belgesi, vergi levhası ve ticaret sicil gazetesi gibi birçok belgenin de e-ticaret paket servis sağlayıcı firmaya gönderilmesi gerekecek.

Bunların hepsi internetten yapılan alışverişe yönelik güvenin artmasını sağlayacak. Güven artacak, satışlar artacak, internetten satış yapan kazanacak, alış yapan kazanacak. Bu bakımdan henüz internetten satış yapmayanlara başlamalarını öneriyorum. Çünkü daha sonrasında bu mecraya adım attıklarında burada tutunmaları bugün başlamaları durumunda olacağı kadar kolay olmayacak. Bu sapaktan önceki son çağrıdır!

e-Ticaret kategorisine gönderildi | ile etiketlendi | Yorum bırakın

Kıssa Hisse

Köyde herkesin katılımına açık bir güreş turnuvası olacak ve kazanan çok özel bir ödüle sahip olacaktır. Cemal Ağa için bu ödül çok önemlidir. Ödülden de daha önemlisi bunun getireceği prestijin yeri çok başkadır. Hep bunun hayalini kurmaktadır. En büyük oğlunu yıllar boyunca bunun için yetiştirmiş şehirden onun için özel hocalar getirmiş bu yola baş koymuş tarlasını tapanını bu iş için feda etmiştir ve oğlu Hamit de bu turnuvanın en büyük favorisidir ama rakibi de öyle yabana atılır biri değildir. İşi çok zordur kısacası.

Gün gelir zaman gelir. İki yiğit çıkar meydane ikisi de birbirinden merdane. Altta kaldım diye yerinme üste çıktım diye sevinme pehlivan pehlivan. Güreş başlar ilk gün yenişemezler ikinci güne sarkar. İkinci günün sonlarına doğru devrilir bizim Hamit Pehlivan. Cemal Ağa’nın yaş gelir gözlerinden.

Ortanca oğlan dayanamaz bu durumu içine sindirmez giyer kısbetini dikilir rakibin karşısına tutuşurlar güreşe. Daha 10 dakika olamadan yerle buluşur sırtı külçe misali.

Bir de en ufak oğlan vardır. Cılız mı cılız. Adı da Seyfo. Babasının yanına gider baba ben de katılacağım der. Babası git oğlum asabımı bozma abin yıllardır hazırlandı yenildi sen ne anlarsın güreşten, bizi köye rezil mi edeceksin zaten olacağımız kadar olduk der. Cılız oğlan ısrarcıdır babası dayanamaz en sonunda git de gör dünyanın kaç bucak olduğunu der.

Cılız çıkar iri pehlivanın karşısına tüm köyü bir kahkaha kaplar. Cılız çok sinirlenmiştir. İri pehlivanın sırtını yere getirdiğinde tüm köyün surat ifadesini çok merak etmektedir. İçinde şimdiye kadar hiç hissetmediği bir enerji oluşmuştur. Kendine olan güvenini ise hiç anlatmaya gerek bile yok.

Güreş başlar ve müsabaka 3 saniye sürer toplamda. Cılızı alır kafasının üstüne öyle bir vurur ki karşıma çıkmaya nasıl cüret edersin diye of ki ne of.

Kıssadan Hisse: Bir işin meyvesini yemek istiyorsanız çalışmalısınız. O işle ilgili bilgi ve yetinliklerinizi artırmalısınız. Böyle bir durumda farklı bir sonuç ancak Türk filmlerinde olur ki hayat malesef bir Türk filmi değil :)  Emeksiz yemek OL-MAZ

Kıssadan Hisse kategorisine gönderildi | ile etiketlendi | Yorum bırakın

Shawshank Redemption

The Shawshank Redemption-Esaretin Bedeli bir başka tabir ile de azmin adı. Tarihin kuşkusuz benim için en mükemmel filmi. Gerçekten inandıktan ve taşı delen suyun şiddeti değil sürekliliğidir mantalitesinin ta böğrümüzün içine kadar işlemesini sağlayan film.

Sinema merakı olan ve mümkün olduğunca takip eden bir sinemasever olarak bu filmin benim için kutsal film olduğunu söyleyebilirim. Filmi birçok kere izlemişimdir. Her izleyişimde bir öncekinden daha çok etkilenmiş daha çok bağlanmışımdır yaşama. En önemli kısımlardan birisi de kurgunun mükemmeliği ve zamanı geldiğinde ZBANG diye yerle bir etmesi izleyiciyi.

Şu anda da IMDB’de zaten tarihin bir numarasında yerini almış durumda.İzlemediyseniz kesinlikle izleyin diyorum.

Sinema kategorisine gönderildi | ile etiketlendi | Yorum bırakın

Bin Aynalı Tapınak

Binlerce yıl önce Hindistan’da bin aynalı   tapınak vardı. Bir köpek girdi önce aynaları gördüğünde orada birçok köpek olduğunu sandı. Dişlerini çıkardı ve havladı. Aynadakilerin de kendisine havladığını görüp kaçtı ve hayatının bundan sonrasını korkarak geçirdi.

Daha sonra bir başka köpek girdi içeriye. Aynalardaki köpekleri gördüğünde sevgiyle gülümsedi onlara.Ve aynadakiler de ona…

Hayatının bundan sonrasını da tüm köpeklerin ona karşı sevgi dolu olduğunu düşünmenin mutluluğu ve hazzıyla yaşadı.

Genelde herşey seninle başlar. (İstisnalar her zaman her konuda mevcuttur ve asla kaideyi bozmaz.)

İşte hayatın ve mutluluğun sırrı da bu hikayede saklı olsa gerek.

Kıssadan Hisse kategorisine gönderildi | ile etiketlendi | Yorum bırakın

İhtiyaç Kredisi

Bir gün bankanın önüne son model Porsche’siyle bir adam yanaşmış. Daha sonra girmiş içeriye ve yanaşmış müşteri temsilcisinin yanına. 2.000 Dolar kredi çekmek istediğini söylemiş müşteri temsilcisine.Müşteri temsilcisi de bir teminat göstermesi gerektiğini belirtmiş. Adam da acilen gitmesi gerektiğini 1 saatten yurtdışına gidecek olan uçağının kalkacağını söylemiş ve son model Porsche’sini teminat olarak bırakmış bankanın garajına. Parayı alarak uzaklaşmış.

Bankacı adamın kimin nesi neyin fesi olduğunu araştırmış. Aradan 1 hafta geçmiş. Adam çıkıp gelmiş.2.000 USD’yi ve 1 haftalık faizi olan 20 Doları vermiş müşteri temsilcisine.

Müşteri temsilcisi o aralıkta müşteriyi araştırdıklarını ve çok çok zengin olduğunu öğrendiklerini söylemiş.Milyar Dolar serveti varmış adamın.2.000 Dolar gibi o müşteri için çok az olan bir parayı neden kredi olarak çektiğini öğrenmek istemiş.

Adamın cevabı ise şu olmuş:

Arabamı park edeceğim bu kadar ucuz ve bu kadar da güvenli olan bir otopark bulamadım bu şehirde:)

Kıssadan Hisse kategorisine gönderildi | ile etiketlendi | Yorum bırakın

Zeka Pıtırcığı

Robert yaşlı bir adamdır ve oğlu da bir süredir hapistedir. Yıllardır bahçe işleriyle uğraşmış ekip biçmiş bir yandan da bu işten geçimini sağlamıştır. Yaşının ilerlemesinden dolayı kendini güçsüz hissetmektedir ve bu işi yaptıracak parası da yoktur malesef.  Hapisteki oğluna mektup yazar.

-Sevgili oğlum bu yıl sanırım bahçeyi ekip biçemeyeceğim.  Kendimi bahçeyi belleyecek kadar iyi hissetmiyorum.

Bunun üzerine oğlu William bir yandan babasına yardımcı olamadığı için çok üzülürken bir yandan da ne yapabilirim diye kara kara düşünür. Mektupların hapishaneden çıkarken kontrol edildiğini biliyordur ve bunun üzerine mektubuna şöyle yazar.

-Babacığım sakın arka bahçeyi kazma. Arka bahçeye cesetleri gömdüm.

Ertesi gün FBI araştırma yapmak için sabah erkenden yaşlı adamın evinin önünde belirir. Cesetleri bulmak için arka bahçeyi kazarlar ama birşey bulamadan akşama doğru evden ayrılmak zorunda kalırlar. Adam bir yandan arka bahçesi kazıldığı için mutlu bir yandan meraklı ve bir yandan da durumla ilgili olarak endişelidir ki endişesi ve merakı 2 gün sonra gelen mektupla yerini tamemen sevince bırakır.

-Babacığım umarım tam olmasa da bahçe işinde sana bir parça yardımım dokunmuştur

Kıssadan Hisse kategorisine gönderildi | ile etiketlendi | Yorum bırakın

Gül Bahçesi

Bir zamanlar güzelliği dillere destan bir kız yaşarmış köylerin birinde. Çevre illerden birçok talibi gelirmiş her hafta ama hiçbirini kabul etmemiş. Ne eğitimliler, ne yakışıklılar, ne zenginler istemiştir Kezban’ı. Kemal de aynı köyde yaşarmış ve vurgunmuş Kezban’a ama söyleyemezmiş çekindiğinden. Derken dayanamaz bu duruma ve arkadaşlarıyla otururken ona artık O’nu istediğimiz söyleyeceğim. Eğer kabul etmezse buraları terkedeceğini söyler. Kezban’a söyler ve kabul edilmeyince terkeyler o diyarı.

Yıllar geçer aradan Kemal evlenir. Babası vefat eder ve yıllar sonra köye gelir. Kezban daha çıkmamıştır aklından. Kahvede otururken arkadaşına Kezban’ın ne yaptığını sorar. Tam o sırada çirkin ihtiyar bir adam geçmektedir kahvenin önünden. Arkadaşı adamı gösterir ve işte Kezban’ın kocası der.Kemal çok şaşırır bu duruma.Eve doğru giderken Kezban’ı görür. Dayanamaz bahçeye girer. Selam verir. Nasıl olduğunu sorar. Daha sonra da o kadar talibin vardı hiçbirini kabul etmedin. Az önce de kocanı gördüm. Nasıl oldu da ona vardın diye sorar.

Kezban bahçedeki gülleri gösterir.Bana bahçenin sonuna kadar gidip bahçedeki en güzel gülü getir der. Tek kural var. Geçtiğin bir güle bir daha dönüp onu koparamazsın. Kemal bahçede ilerler ileride pembe bir gül vardır. Çok güzeldir ama daha ilerisinde kırmızı daha güzel bir gül vardır. Daha ilerisinde ise daha güzel bir gül derken bahçenin sonuna varmıştır ama elde gül yok. En son bir gül koparıp getirir ama bahçede o kadar güzel bir gül varken hiç de güzel olmayan bir gül getirmiştir.

Kezban Kemal’e bakar ve şöyle der:

-Ne demek istediğimi anladın mı?

Kıssadan Hisse kategorisine gönderildi | ile etiketlendi | Yorum bırakın

Azimli Bambu

Bambu ağacının ilginç bir hikayesi var:

Önce ağacın tohumları ekilir,sulanır ve gübrelenir. Birinci yıl tohumda hiçbir değişiklik olmamakla birlikte tohum alta kök salar. İkinci yıl da bu aynı şekilde kök salar. Üçüncü ve dördüncü yılda da toprağın içinde gelişmeye devam etmekle birlikte dışarıdan dışarıdan bir gelişim gözükmez. İşin sırrı sabırdır. Tıpkı yıllarca damlanın bıkmadan usanmadan belli bir periyotta aynı olayı tekrarlaması sonucunda taşı delmesi gibi. Ne de olsa taşı dele suyun şiddeti değil sürekliliğidir.

Beşinci yılın sonunda bambu yeşermeye başlar ve altı hafta gibi kısa bir sürede boyu 27 metre olur. İnançlıdır minik bambu vazgeçmez. Zaten işin sırrı da bu değil midir? Başarıya ulaşmanın en önemli kısmı inanç ve azimdir. Bizim yapmaya çalıştıklarımızdan ne farkı var bambunun?

Bir şey yapmaya çalışırız.Onun için kısıtlı imkanlarımızı sonuna kadar kullanırız. Başlarda gelişim gözle görülür seviyede olmaz.Hatta değişim olup olmadığı bile belli değildir.Bambu bana ilham verdi aslında. Çok etkilendim. Bizim de bir girişimimiz var. Adı Mobilyakeyfi.Filiz altta gelişime devam ediyor.Yavaştan kafasını dışarıya çıkarıp ne olup bittiğine bakmaya başladı.Şimdiden 4.yılına girerken onbin civarında satışı başarıyla gerçekleştirdi.Toprağın üstüne kafasını tam çıkardığıktan sonra ona 27 metre bile az gelir.

Kıssadan Hisse kategorisine gönderildi | , ile etiketlendi | Yorum bırakın